İşkence Yöntemi Olarak “Ters Kelepçe”

Makale

Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu

Son zamanlarda kamuoyuna, sosyal medya üzerinden kolluk kuvvetleri tarafından ters kelepçe uygulanmış çok sayıda kişinin fotoğrafı veya videosu servis edilmektedir. Bu görüntüleri üzüntü ile izlemekteyiz. Türk Ceza Kanunu’nun 94. maddesinde işkence; “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlar” olarak tanımlanmıştır. Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilere yapılan ters kelepçe uygulaması bir işkence yöntemidir ve hiçbir koşulda uygulanamaz.

Ters kelepçe uygulamasının yasal bir dayanağı da bulunmamaktadır. Her ne kadar Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 1 Nisan 2004 tarih ve 2004/68 sayılı genelgesi ile ters kelepçeye meşruiyet kazandırılmaya çalışılsa da Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 93. Maddesi bu genelgenin yok hükmünde olduğunun bir kanıtıdır. 93. maddede ellerin önden kelepçelendiği “düz” diye nitelendirilen kelepçe uygulamasının bile kişilerin kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hallerinde, bir başka deyişle ancak zorunluluk hallerinde uygulanabileceğini ifade etmektedir.

Ters kelepçe uygulaması pozisyonel bir işkence yöntemidir. Bu işkence yönteminde kollar hiperekstansiyona zorlanıp, geriye/yukarıya doğru çekilip omuz eklemi iç rotasyon pozisyonunda eller arkaya doğru kıvrılıp el bilekleri belin arka tarafından kelepçelenmektedir. Eller ve kollar bu pozisyonda uzun süre kaldığında omuz eklemi, dirsekler, kollar ve el bileklerinden geçen damar, sinir ve tendonlarda sıkışma ve gerilme sonucu hasarlanmalar meydana gelebilmekte, kelepçenin teması ve basısı altında sürtünmeye bağlı yumuşak doku ve sinir hasarları olabilmekte ve kemik kırıkları oluşabilmektedir. Ters kelepçeli halde bekleme süresi arttıkça kelepçenin yaptığı baskıdan dolayı ödem artmaktadır.

Ters kelepçe uygulanmasında; omuz ağrısı, el-el bileği ağrısı, kol ağrısı, ellerde ve kollarda uyuşma karıncalanma, dirsek ağrısı, hissizlik, güçsüzlük, göğüs kaburga ağrısı, kaslarda ağrı ve hassasiyet, omuz hareketlerinde ağrı ve kısıtlılık, boyun hareketlerinde ağrı ve kısıtlılık, el bileği ve parmaklarda ağrı ve kısıtlılık, dirsek hareketlerinde ağrı ve kısıtlılık, el-el bileklerinde sıyrıklar ve ekimoz gibi fiziksel yakınmalar görülebilmektedir.

İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi için el kılavuzu olan İstanbul Protokolü’nün 2022 baskısının 448. paragrafında kelepçe uygulamaları için; “Kelepçe, özellikle el bileğinin kemikli kısımlarında yüzeysel ekimozlara, abrazyon ve laserasyonlara neden olabilir. Ayrıca elde ödeme, tenosinovit semptomlarına, radius veya ulnanın styloid kısmının kırılmasına veya en sık radyal sinirin yüzeysel bir dalı olmak üzere sinir sıkışmasına bağlı değişken süreli nörolojik defisitlere neden olabilir” ifadesi kullanılmaktadır.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 3. Uluslararası 19. Ulusal Adli Bilimler Kongresi’ne sunduğu çalışmada 2018-2021 yılları arasında işkence nedeniyle yapılan 1830 başvurudan 749’unun (%40,9) ters kelepçe uygulamasına maruz kaldığı ve orana bakıldığında sık uygulanan bir işkence yöntemi olduğu anlaşılmaktadır.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na yapılan başvurularda “ters kelepçe” uygulanmış kişilerin 444’ü (%24,3) ters, 305’i (%16,7) ters-sıkı olmak üzere toplamda 749 (%40,9) başvurunun ters kelepçe uygulamasına maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Ters kelepçeye maruz kalan başvuruların 232’si (%31) kadın, 504’ü (%67,3) erkek, 13’ünün (%1,7) nonbinary/queer olduğu, en düşük 16, en yüksek 76 olmak üzere 18 yaş altında 9 (%1,2) ve 65 yaş üzerinde 5 başvurunun (%0,7) ters kelepçeye maruz kaldığı, yaş ortalamalarının ise 30,0 (±10,85) olduğu belirlenmiştir.

Başvurularda yakınma ve bulgu yönünden ilk sırada omuz hareketlerinde ağrı ve kısıtlılığın olduğu, fiziksel tanılar yönünden ise el bileği (307), omuz (204) ve ön kol (203) yaralanmaların, eklemlerde burkulma ve gerilme, tendon ve sinir yaralanmalarının takip ettiği belirlenmiştir. Rotator kuff sendromu ve yaralanması 76, kırık ise omuz, ulna, el bileği ve karpal kemik olmak üzere 4 kişide saptanmıştır.

Kişiye ters kelepçe uygulanmasının neden olduğu fiziksel acının yanı sıra bedeni üzerindeki kontrolün kaybı, etkisizleşme ve bunların neden olduğu endişe, güç kaybı, savunmasızlık tam olarak “işkence” tanımındaki ruhsal acıyı karşılayan unsurlardır. Özellikle başkalarının gözü önünde gerçekleştirildiğinde; utandırma, kontrol etme, alçaltma, yardıma ulaşamadığını gösterme, çaresizlik yaratma, kelepçenin suçluluğu sembolize eden etkisi nedeniyle stigmatize etme gibi onur kırıcı etkiler daha da belirginleşmektedir. Diğer yandan uygulamanın fiziksel ve ruhsal acı yaratan ve insan onurunu zedeleyen yanına aldırış etmeden adeta güç gösterisine dönüştürülmesi, bir insandışılaştırma ve nesneleştirme örneğidir. Kelepçe uygulaması kişiyi rencide etme amacıyla ve ifşa gayesiyle yapıldığında, AİHS’nin 3. maddesi bağlamında insanlık dışı onur kırıcı muamele yasağı ihlal edilmiş olacaktır. Devletin bireyin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü, öncelikle kamu otoritelerinin bu hakka müdahale etmemelerini yani Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen şekillerde kişilerin fiziksel ve ruhsal zarar görmelerine neden olmamalarını gerektirir. Diğer bir ifade ile ihlallerin kamu yetkililerinden kaynaklanmaması gerekir. Bu, devletin bireyin vücut ve ruh bütünlüğüne saygı gösterme yükümlülüğünden kaynaklanan negatif yükümlülüğüdür. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na 2018-2021 yılları arasında işkence nedeniyle yapılan başvurularda “ters kelepçe” uygulanmış 72 kişide akut TSSB, 36 kişide akut stres bozukluğu, 29 kişide uyum bozukluğu, 19 kişide majör depresif bozukluk tek epizod, 14 kişide majör depresif bozukluk yineleyici, 6 kişide yaygın anksiyete bozukluğu, 3 kişide TSSB gecikmeli başlangıçlı, 3 kişide panik bozukluğu belirlenmiştir.

Ters kelepçe uygulaması hiçbir yasal dayanağı olmayan bir işkence yöntemi olmasının yanı sıra uygulama sırasında veya uygulandıktan sonra kişilerin ters kelepçeli haldeki görüntülerinin kamuoyu ile paylaşılması da bir suç ve “Mutlak yasak” olan işkenceye meşruiyet kazandırmaya yönelik olarak yapılmaktadır.

Sonuç olarak; ters kelepçe takma şartlarının yasalar ve mevzuat çerçevesinde oluşmadığı birçok durumda ters kelepçe uygulama konusunda ısrarcı olmak hukuksuz olmasının yanı sıra, kolluk görevlilerin orantısız bir güç gösterisi, siyasal iktidarın politik bir tutumu, işkence ve insan hakları ihlalidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güvenlik Kodu * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.