Doğumda Normal Olan Kadının ve Hekimin Birlikte Verdiği Karardır

Doğum, bir süreye sıkıştırılmış bir eylem değil, sağlık sistemi içerisinde kadının gebelik önce-si sağlık durumunu da içeren kişinin özgün ihtiyaçlarının belirlediği bir süreçtir. Kadınlar ve kadın hekimler olarak, Sağlık Bakanlığı’nın “normal doğum” vurgusu ve “Doğal olan normal doğum” gibi kadın bedeni üzerindeki denetimi artıran politik söylemleri kadınların tercihleri-ne ve hekimlerin özerkliğe müdahale olarak değerlendiriyor; doğum şekline hekim ile birlikte kadınların karar vermesi gerektiğini savunuyoruz.

Devamı

Askeri Hastanelerin Yeniden Açılmaları Gündemde

GATA ve askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na devri ile askeri hekimliğin deneyimleri ora-dan kaldırılmıştır. Bu hastanelerin faal olarak hizmet verdikleri dönemlerde ihtiyaç halinde sahaya gönderilen tecrübeli ve alanlarında yetkin ekipleri ile hızlıca ilk müdahale, değerlen-dirme ve transferlerin yapılabildiği mükemmel bir sistem yok edilmiştir.

Devamı

Geçmiş ve Gelecek Arasında Antakya ve İklim Kanunu

6 ve 20 Şubat depremlerinde neredeyse tümüyle yerle bir olan Antakya’nın yanı sıra Ha-tay’da yıkımın çok fazla olduğu Samandağ, Kırıkhan ve Defne ilçelerinde molozların kal-dırılması ve depolanmasında ekokırım alanları yaratıldı. Şimdi de kamulaştırmaya bile gerek duymadan geçici el koymalarla tarım alanları, zeytinlikler, sulak alanlar yok ediliyor; toprak, nehirler ve tatlı su kaynaklarıyla birlikte hava kirletiliyor; biyolojik çeşitlilik çok büyük zarara uğruyor.

Devamı

Alev Aksungur’un Serbest Piyasada OSGB Deneyimi Üzerinden Sağlık Politikalarının Vahameti

Geçtiğimiz mart ayında kaybettiğimiz Dr. Alev Hazel Aksungur tarafından yedi yıl önce kaleme alınan ve Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi’nde (MSG) yayımlanan yazı, gerek Alev’in meslek yaşamının güçlüğünü ortaya koyma ve gerekse de son 22 yıldır uygulanan sağlık politikalarının vahametini vur-gulama açısından kıymetli. Alev, 2018’de yayımlanan yazısında o zamana kadar çalıştığı 7 farklı Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi’nde (OSGB) yaşadığı deneyimler yola çıkarak var olan olumsuzlukları dile getirmişti. Yazısı yayımlandıktan sonra da yaşadığı altı yıl boyunca da olumsuzluklar karşısında susma-dığı ve mücadele ettiği için defalarca OSGB değiştirdi. Çünkü şunu söylüyordu: “Çirkin bir rüzgar bizim gibi insanların üzerinde esiyor ve zaman zaman ateş topları ile dağlıyorlar yüreğimizi ama biliyorum biz inatla, dirençle yaşamaya devam edeceğiz ve mücadeleden hiç vazgeçmeyeceğiz.”

Devamı

Gurbette Hekim Olmak/Göç Hikayeleri: İş Görüşmesi, Sözleşme Süresi, Maaş Pazarlığı Türkiye’den Gelen Çoğu Hekim İçin Yeni Kavramlar

Son yıllarda başta hekimler olmak üzere sağlık emekçileri Türkiye’den göç ediyor. Aslında onlar ya-şanmaz hale gelen bir toplumsal düzenden kaçıyorlar. Hekimler onurlu, insani mesleki koşullar ve güvenli bir gelecek hayalleri ile ülkeyi terk ediyorlar. Tıp Dünyası’nda bundan sonra hekim göçü ile ilgili hikayelere yer vermek istiyoruz. Almanya’da hekimlik yapan Muharrem Delikkaya, “Aslında başka bir ülkede hekimlik yapmak sanırım mesleğin felsefesine dair pek bir şey değiştirmiyor ama dönüp iki ülkeye baktığım zaman aslında bambaşka hekimlik pratikleri ve yaşam biçimleri olduğunu net bir şekilde fark ediyorum. Hekimler için Türkiye’de sahip olduğumuz devlet memurluğu ve do-layısıyla ömür boyu iş garantisinin burada olmaması pek çok yeni duruma alışmayı zorunlu kılıyor. İş görüşmesine katılmak, sözleşme süresi belirlemek veya çoğu yerde toplu sözleşme ile belirlense bile maaş pazarlığı yapmak Türkiye’den gelen çoğu hekim için yeni kavramlar” diyor.

Devamı

Bu da Öyle Bir Gündü

Konuşmacı Deniz Durukan bizlere “insan” Selim İleri’yi anlattı, hatta hissettirdi. Kaleme aldığı yapıtlarıyla İleri’nin Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında nasıl bir bağlaç işlevi gördüğünden de söz etti. Eserlerinde, yaşadığı dönemi geçmişi ile birlikte kuru bir tarih anlatısından ziyade “hatırlama” gibi son derece insani biçimde aktarmaya çabaladığını, her hatırlamada olduğu gibi okuyucuları ile özel birebir anlatı oluşturabildiğini vurguladı. Öyle ya; herkesin Selim İleri’si farklıydı. Güzel ve değerli olan da bu idi.

Devamı

Sağlık Sistemi Çöktü: Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün

Başka Bir Sağlık Sistemi Başka Bir Hekimlik Ortamı Mücadele Programı 1 Şubat 2025 Cumartesi / Ankara / “Hukuk ve Etik Çatışınca” Paneli 1 Şubat 2025 Cumartesi / Ankara / “Başka Bir Sağlık Sistemi İçin Başka Bir Finansman Modeli Mümkün mü?” Paneli 2 Şubat 2025 Pazar / Ankara / “Özel Hastanede Hekim Olmak: İşçi mi, Patron […]

Devamı

Sağlıkta 3Ç: Çürüme, Çöküş, Çeteleşme

Sağlıkta Dönüşüm Programının ilk olarak duyurulduğu yıllarda, 2003 yılından başlayarak, bu programın çökmeye mahkum olduğunu birçok kez dile getirdik ve yazdık. 2025 yılına girdiğimiz bu günlerde, Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) artık çürüme, çöküş ve çeteleşme ile anılmaktadır. İronik olan, Yenidoğan Çetesi Skandalının yaşandığı sırada İstanbul İl Sağlık Müdürü olan yeni Sağlık Bakanının, basına verdiği demeçlerde “Dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunduklarını” söyleyebilmesidir. 3Ç, yeni Bakanı gerçeklerden iyice koparmıştır, anlaşılan.

Devamı

Siz Hiç Derisi Yere Damlayan İnsan Gördünüz mü?

Bu cümle; adı “hayata dönüş” olarak konan operasyonda yaralanan bir mahpusun bir cümlesi. Günlük hayatta birbirimizle konuşurken böyle cümlelerle kurmuyor, kuramıyoruz.19-22 Aralık 2000’de yapılan ve F tipi cezaevlerine karşı 20 Ekim’den beri sürdürülen ölüm oruçlarını sona erdirmek amacıyla 20 cezaevine birden yapılan bir operasyondu “hayata dönüş”. “Hayata dönmek” gibi bir tanımlama; hücrelerde tecride uğramamak adına veya en insani koşullarda cezaevi yaşamlarını sürdürme adına yapılan, onaylansın ya da onaylanmasın, bu mücadeleyi kendi bedeni üzerinde sürdüren ve ölmeyi göze alan insanların devlet eliyle ölüme yollanması sürecinde çok ironik kalıyor.

Devamı

6 Şubat’ın İkinci Yılı Biterken Antakya

Şubat 2023 depremlerinin ikinci yıl dönümüne yaklaşırken kentsel iyilik hâline, insan ve insan dışı canlıların sağlığına, yaşam alanlarına ve doğaya özensizlik, aynı hoyratlıkla devam ediyor. Kentte gündelik yaşamı sürdürmeye dair eğitim, sağlığa erişim, ulaşım, güvenlik, elektrik ve temiz su ihtiyaçlarında sıklıkla görülen sorunlar çözülebilmiş değil, kentsel hizmetlerin tamamı hala eğreti bir biçimde ve büyük eksikliklerle devam ediyor. İkinci yıla çok az kaldı, işte 23 ay geçti bile o büyük yıkımın ardından. Telafisi mümkün olmayan, kaybettiğimiz canlarımızı bağrımıza bastık, Antakya ile hep birlikte iyileşeceğimiz umudunu hiç kaybetmeden, bu umuda ve birbirimizin yaralarına sarılarak yaşamayı öğrendik.

Devamı