Genel Sağlık Sigortası Sisteminin İflası mı?

Başyazı

Şubat 2017’de, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.502 TL; gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 4.893 TL olarak açıklandı. Bu verilere göre, 2017 yılı için net 1.404 TL olarak belirlenen asgari ücret, açlık sınırının altında bulunuyor.

TUİK’in 15 Mart 2017 tarihinde açıkladığı işgücü istatistiklerine göre, ülkemizde işsizlik oranı 2016 yılı Aralık ayında %12.7 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, işsizliğin 7 yılın zirvesine ulaştığını, işsiz sayısının 4 milyona yaklaştığını gösteriyor. Önümüzdeki aylarda işsizliğin daha da artması bekleniyor. Aralık 2016 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı ise %32.7 olarak gerçekleşti.

Özellikle ekonomik sorunların yoğunlaştığı, işşsizliği arttığı, ücretlerin son derecede düşük belirlendiği dönemlerde, artan yoksulluğun yol açtığı olumsuz gelişmelerin önlenmesi için güçlü ve kapsayıcı bir sosyal güvenlik sistemine gereksinim artar. Ülkemizde kayıt dışı çalışanların oranı ve kayıt dışı sektörde çalışanların asgari ücret ya da altındaki bir ücretle çalıştığı düşünüldüğünde, sosyal güvenlik sisteminin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Etkili ve toplumsal çıkarlara uygun olarak oluşturulan bir sosyal güvenlik sisteminin, ülkedeki tüm bireyleri kapsamı içine alması ve böyle bir sistemde kimsenin cebinden ek para ödemek zorunda kalmaması beklenir. Sosyal güvenlik sisteminin yapısı, sağlık hizmetlerinin finasman modelini de belirlemektedir. Bu çerçevede, ülkemizde 2012 yılından bu yana uygulanmakta olan Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemine bir göz atarak, etkili bir sistem olup olmadığını, halkın sağlık hakkını karşılayıp karşılamadığını anlamaya çalışalım.

GSS Sisteminin Kurulmasının Kısa Tarihi

AKP Hükümetlerinin 14 yıldır uygulamakta olduğu Sağlıkta Dönüşüm Programının temel ayaklarından birini, GSS sistemine geçilmesi oluşturuyor. 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programının açıklanmasından sonra, sosyal sigorta sisteminde köklü bir değişiklik anlamına gelen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 31 Mayıs 2006 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiş, 16 Haziran 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış, ancak henüz yürürlüğe girmeden Kanunun birçok maddesi Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Yapılan çeşitli düzenlemelerin ardından, Kanun esas itibariyle 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girmişti. Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinde zorunlu olan GSS, önce 1 Ekim 2010 tarihine, sonra da 31 Aralık 2011 tarihine ertelenmişti. Bu tarihten sonra, yani, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren GSS zorunlu olarak uygulamaya girmiş oldu.

GSS Sistemi Ne Öngörüyor?

Prim ödemeye dayalı ve sağlık hizmetleri ile hizmetlerin finansmanının ayrıştırıldığı GSS sisteminde, gelir testine göre, asgari ücrete bağlı hesaplanan aylık prim ödemesi yapılması gerekiyor. Ödenecek primler 6 aylık dönemler için belirleniyor. Yine bu sistemde, sağlık hizmetleri için temel teminat paketi oluşturuluyor; belli sağlık giderleri paketin içine girerken, bazı harcamalar kapsam dışında tutuluyor. Yurttaşların, temel teminat paketi dışında kalan sağlık uygulamaları için ödeme yapmaları gerekiyor. Ayrıca, hastaneye başvurulduğunda, muayene katılım bedeli, ilaç katılım bedeli, tıbbi malzeme katılım payı gibi 15 ayrı kalemde sağlıkta katkı payı ödeniyor ya da diğer bir ifadeyle cepten ödeme yapılıyor.

GSS sisteminde, herhangi bir sigorta koluna dahil olmayan ve gelir tespiti yapmayan yurttaşlar sisteme otomatikman dahil ediliyor. Gelir testi yaptırıp gelirinin asgari ücretin üçte birinden az olduğu tespit edilenler, eskiden yeşil kartlı denilen statüde sağlık hizmetlerinden faydalanıyor. Lise mezunu gençlerin 20 yaşına kadar, üniversite mezunu gençlerin de 25 yaşına kadar primini devlet ödüyor.

Herhangi bir işte çalışmayan ve anne ya da babasından dolayı “bakmakla yükümlü” sıfatıyla sağlık hizmeti alamayanlar, gelir testi sonuçlarının gösterdiği hane içindeki kişi başına gelir dikkate alınarak prim ödemek zorunda. Prim tutarı, gelir seviyesine göre 2017 yılının ilk yarısı için 71.10 TL, 213.30 TL ve 426.60 TL olmak üzere üç kademede belirlenmişti. Kişi başına gelirin belirlenmesi için gelir testine girmemiş olanların primi ise, yine bu dönemde aylık 426.60 lira üzerinden hesaplanacaktı. Yasa, prim borcunu ödemeyenlerin sağlık hizmetinden yararlanmamasını öngörüyor.

Ödenmeyen GSS Primleri

26 Nisan 2016 tarihli torba yasa ile 25 yaş altı 3.5 milyon kişinin 26 Nisan'dan önceki GSS prim borçları silindi. 26 Nisan tarihinden sonra gelir testi yaptırmayanlar ise, borçlanmaya devam ettiler.

30 Haziran 2016 itibariyle 25 yaşından büyük olup bir işte çalışmadığı ve geliri olmadığı halde GSS’li olarak tescili yapılan kişi sayısı 5 milyon 113 bin olarak belirlendi. 556 bini primlerini ödeyerek sağlık hizmetlerinden yararlanıyordu. 4 milyon 556 bin 397 kişinin prim borcu bulunuyordu. Prim borcu bulunan 4.5 milyon GSS’linin 30 Haziran 2016’dan sonra tedavi hizmetinden yararlanamama durumu, Bakanlar Kurulu kararıyla ertelendi   

23.08.2016 tarihinde 2016 Haziran ve önceki dönemlerine ait GSS prim borcu olanlar için yeniden yapılandırma uygulamasına geçildi. Gecikme cezası ve gecikme zamlarının silinmesi gündeme gelirken, 12 ay taksit imkanı sağlandı. Gelir testi yaptırmamış olanlar için son tarih 2 Ocak 2017 olarak belirlendi. Daha önce hiç gelir testine girmeyenler 2 Ocak 2017’ye kadar gelir testi yaptırdılarsa, kısmi aftan yararlanabileceklerdi. Yaşadıkları hane içindeki kişi başına düşen gelir, asgari ücretin üçte birinden azsa eski borçlar silinecekti.

Ancak, görüldü ki, aflar, taksitlendirmeler vb. uygulamalar bir işe yaramıyor; tüm çabalara karşın, primlerini ödeyenler GSS’li olarak tescili yapılanların 1/10’unu geçmiyor. Halen yaklaşık 5 milyon kişinin 11.7 milyar lira GSS prim borcu görünüyor. Bu rakama gecikme faizi ve cezaları dahil değil.

Yeni Düzenleme Ne Getiriyor?

Sonunda primlerin toplanamadığı anlaşıldı ve 8 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir yasayla GSS primi ödemesi beklenen 4.2 milyon kişi için 71, 213 ve 426 lira şeklindeki 3 ayrı tutar yerine, tek prim ödeme dönemine geçilmesine karar verildi. Söz konusu yasa, 1 Nisan’da yürürlüğe giriyor.

1 Nisan’da başlayacak olan GSS’deki yeni dönemde, yaklaşık 5 milyon kişinin binlerce liraya ulaşan GSS prim borçlarının yeniden hesaplanacağı; 1 Ocak 2012 tarihinden beri tavandan GSS primi ödemek zorunda olan bir kişinin borcunun 17 bin 489 liradan 3 bin 989 liraya ineceği, gecikme ceza ve faizlerinin silineceği öğrenildi.

Yapılan yeni düzenlemeyle, gelir seviyesine bakılmaksızın, herhangi bir işte çalışmayan kişiler aylık 53.33 lira prim ödeyecekler. Yeni dönemde gelir testi zorunlu olmayacak; aylık 53.33 lira prim ödemeyi kabul eden kişiler gelir testi yaptırmayacaklar. Ancak, 53.33 liralık primi ödeme gücü olmadığını belirten yurttaşlar, gelir testi yaptıracaklar. Test sonucunda hane içindeki kişi başına gelir 592.50 liranın altında çıkarsa, o yurttaşın primi Hazine tarafından karşılanacak.

Yeni yasayla GSS prim borçlarından kurtulmak için ise, 12 aylık süre tanındı. Bu süre 1 Nisan’da başlayacak. Borçlardan iki türlü kurtulmak mümkün olacak: Ya güncellenen rakam üzerinden 12 ay içinde peşin ya da taksitli ödeme yapılacak ya da gelir testine girip hane içinde kişi başına gelirin aylık 592.50 liranın altında olduğu kanıtlanacak.

GSS Sisteminin İflası mı?

Yeni düzenleme sonrasında, yaklaşık 5 milyon kişi, prim borçlarını yeniden hesaplanan miktarlar üzerinden ödeyebilecek mi? İşsizliğin rekor kırdığı, asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu ülkemizde, yoksullukla boğuşan yurttaşlarımız, aylık 53.33 lira olan prim ücretini öderler mi? Geçtiğimiz 5 senede GSS’li olarak tescil edilip gelir testine girmeyen o büyük çoğunluk, bundan sonra o teste girer mi? Sorular uzayıp gider. Bir yanıt olur mu, bilmiyorum; ancak, kısaca şöyle denilebilir: Mecliste kabul edildiği tarihten uygulanabilmesine kadar 6 sene geçmesi gereken, yürürlüğe girdikten sonraki 5 sene boyunca da çalıştırılamayan GSS sisteminin, sağlık sisteminin bir finansman modeli olarak iflas ettiği, son yasal düzenlemeyle tescil edilmiş oldu. 

Prof. Dr. Raşit Tükel
TTB Merkez Konseyi Başkanı

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güvenlik Kodu * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.